Moda defilelerinde müzik, en az sergilenen kıyafetler kadar önemli bir unsurdur. Müzik, varoluşu gereği insanlarda farklı hislerin uyanmasına sebep olan bir temaya sahiptir. Moda sektörü günden güne müziğin bu kutsal yönünü kullanmakta ve birbirleri ile senkronize şekilde beslenerek devam etmektedirler.
Defilelerde çalınan parçalar, defilelere eşlik eden sanatçılar en az sergilenen kıyafetler kadar önem arz etmektedir. Genellikle defilelerin ön hazırlığı yapılırken çalacak müzikler de tasarlanan parçanın ruhuna göre seçilir. Tarihte de örneklerine rastlayacağımız üzere müzik aslında modaya yön veren bir unsurdur. İnsanların hissettikleri duyguları dışa vurdukları notalar, aynı zamanda onların giyim kuşamlarına etki eden ruh halini de yansıtır. Defilelerde genellikle sözsüz, tasarlanan parçaların konseptine uyan müzikler tercih edilir. Mankenler bu müziğin ahengine uyarak kıyafetleri sergilerler. Müzik sayesinde tasarlanan konsept insanın ruhunda hissedilir ve moda ile mükemmel bir uyum yakalanır. Örneğin Mary Katrantzou’nun İlkbahar/Yaz 2020 defilesi Poseidon Tapınağı’nda yapılmış, Antik Yunan Medeniyeti konsepti uygulanmıştır. Yapılan makyajlar ve çalınan müzikler konsepte uygun şekilde seçilmiş ortaya mükemmel bir görsel şölen sunulmuştur. Müzik ve moda sektörü senelerdir birbirini geliştirerek devam etmektedir. Yine başka bir örnek vermek gerekir ise 2014 senesi Paris Moda haftasında çalacak olan şarkılar tasarlanmış olan kıyafetin, konseptin doğasına uyacak şekilde seçilmiştir. Böylece hem o mükemmel ahenk yakalanmıştır. Sürekli moda ve müziğin birbirini geliştirmelerinden bahsetmiş olsak da her ikisi de insan ruhunu besleyen, insanların kendilerini anlatmalarında sosyal yaşamlarındaki en etkili faktörlerdir.
“Her zaman modanın kadınları sadece daha güzel yapmak için değil onlara özgüven vererek morallerini yükseltmek için olduğunu düşünmüşümdür.”
-Yves Saint Laurent